Ofissizler Anlatıyor | Tunca Çaylant | Freelance Çevirmen

Ofissizler Anlatıyor köşemizde ikinci konuğumuz çevirmen olarak bildiğimiz Tunca Çaylant. Kendini iflah olmaz bir mükemmeliyetçi, eski denetçi, obsesif, şair ve yazı tutkunu olarak tanımlıyor. Çevirmenlik, editörlük, redaktörlük, metin yazarlığı gibi uğraşlarla hayatta kalmaya uğraştığını belirtiyor.

Neden ve nasıl freelance oldun? Freelance olmanı etkileyen süreç nasıl gelişti?

Denetçilik sektöründe ilerlerken benden almamı bekledikleri bir sertifika vardı. Bu sınava bir senede üç kere girip üç kere kalınca, sınav başına 500$’dan 1000$ da masraf yapınca (ilk girişimi şirket karşılamıştı bana yatırım yaptıklarını düşündükleri için. Sonraki seferleri ben cebimden ödedim.) muazzam bir varoluşsal sorgulamaya giriştim. Bir süredir içimde dönüp duran soruları bastıramadım artık. Mutlu muydum? Böyle bir kariyer/hayat mı istiyordum? Bu hayatta ne yapmak istiyordum? Yazı ekseninde, yazının imkanlarıyla para/hayatımı kazanmak için hevesli bir alaylı olarak, ucu açık bir yolculuğa başladım 2011 yazında. Kültür, sanat ve edebiyata yakın bir ortamda, yaratıcı işlerin ortaya çıkarıldığı bir ofiste, yukarıda saydığım aktivitelerle para kazanabilmeyi (denetçilikten edindiğim standardın daha azına razıydım, yeter ki tatmin olaydım) arzularken bazı soğuk ve sert gerçeklerle yüzleşe yüzleşe zaman içerisinde tam bir freelancer oldum çıktım.

Sence freelance çalışma düzeninin avantajları nelerdir? En sevdiğin yanları nelerdir? Senin hayatında sağladığı imkanlar var mı?

Zamanı kendi ihtiyaçlarına göre yönetebilmek, istediğin saatte istediğin yerde üstünde istediğin kıyafetler varken çalışabilmek gerçekten keyifli. Freelancer’ların bunu bir hayat tarzı olarak yaşamasının en önemli yanının bu olduğunu düşünüyorum. Anlık aldığım haberlere göre planlarımı revize edebiliyorum. Belli bir kuruma bağlı çalışsam kolayca alamayacağım izinleri kendime verebiliyorum. Eski bir arkadaşımın babası dün gece vefat etmiş, bugün cenazelerine katılacağım akşam üstü mesela. İşte olsaydım bu mümkün olmayabilirdi.

Hepimiz çalışırken bir takım zorluklarla mücadele ediyoruz. Freelance yaşantında yaşadığın zorluklardan bahseder misin?

Her ay düzenli miktarda iş (çeviri, düzelti, yazılacak telifli makale/yazı vb.) alıp teslim etmem lazım. Ancak 2019 Türkiye’sinde bu mümkün değil. Belirsizlikler içerisinde kredi kartı borcu, faturalar, aidat, kiralar gibi masraf kalemlerini yönetebilmek çok stresli. Her ay bu stresle yüz yüze kalıyorum. Taahhüt ettiğim kalifiye fikir işçiliğinin, harcadığım emeğin doğru dürüst karşılığının olmadığını görmek üzücü elbette. Yaptığım/yapabileceğim/yapmak istediğim işlerde/emek alanlarında birim ücretler çok düşük. Piyasa 2019 başından beri özellikle müthiş durgun. İstihdam az. Emek sömürüsü üst seviyelerde. 8 sene önce çıktığım yolculukta hayal kırıklığı yaşamakta olduğumu gizleyemiyorum artık. Yine de pes etmemeye çalışıyorum.

Çalışma düzenini ve zamanını nasıl belirliyorsun? Uyabiliyor musun? Nasıl bir çalışma düzenin var?

Bu, kendimi belki de en kötü hissettiğim kısmı freelancer’lığın. Kendimi çok verimsiz buluyorum açıkçası. Yeterli para kazanamadıkça motivasyonum düşüyor. Motivasyonum düştükçe de kendime efektif bir çalışma düzeni kuramıyorum bir türlü. Maalesef “iş geldikçe” çalışıyorum. Böyle bir çalışma düzenim var. Kalan zamanların çoğunda da “bu işler nasıl düzelecek yahu?” diye karamsarlığa kapılıp kendimi bu moddan çıkarmaya çalışıyorum.

İşlerilerini / müşterilerini nasıl buluyorsun, seçimlerin oluyor mu? Ücreti nasıl belirliyorsun?

Kendim de şiir yazdığım ve çok uzun zamandan beri çeviri yaptığım/İngilizce bildiğim için zaman içerisinde edindiğim belli kontaklar/çevreler oluştu tabii yayıncılık ve çeviri dünyasından. Çalıştığım 1-2 tercüme bürosu var. Bu bahsi geçen kontaklardan da arada münferit çeviri işleri geliyor. Şu aralar iş seçecek lüksüm gerçekten kalmadı ama yine de hukuk ve medikal/tıp jargonlarına çok hakim değilim ve o alanlardaki metin çevirilerini almamaya gayret ediyorum. Sektörü iyi kötü bildiğim için birim fiyatlara hakimim biraz ama bunları yükseltebilmem gerekli kesinlikle. Net olarak söyleyebilirim ki geçinmeme yardımcı olacak şekilde para kazanamıyorum.

Yeteri kadar çalışma hayatından bahsettikten sonra, çalışma hayatın dışında tutkuların neler, seni neler heyecanlandırır, neler yapmayı seversin?

Tiyatro, sinema, müzik konusunda bitmek tükenmek bilmeyen bir açlığım vardır her zaman. Disiplinlerarası sanat işleri de ilgimi çekiyor son yıllarda. Türlü kağıt oyununu (king, poker, kanasta) çok severim. Değişik sporlarla ilgilendim uzun yıllar (mağaracılık ve ultimate frizbi gibi), bahar gelsin, havalar ısınsın, biraz da koşmaya başlayayım diyorum yeniden.

Freelance çalışmak isteyenlere ya da mevcut çalışanlara tavsiye etmek istediğin bir şey var mı?

Winter has come (Game of Thrones’culara selam olsun!) arkadaşlar. En önce hayatınızı idame ettirebilecek işlere/kontaklara sahip misiniz, sahip değilseniz bile bunları yaratabilecek/üretebilecek bir yapı kurabilir misiniz kendi hayatınızda, bunu çok iyi değerlendirin derim. Her ay belli miktarda parayı düzensiz şekilde gelen işlerden kazanma zorunluluğu uzun vadede sürdürülebilir olur mu sizin için bunu gerçekten iyi tartın. Sevgiler ve kolaylıklar…

Uzun süre kurumsal firmalarda web tasarımı ve dijital pazarlama üzerine çalıştıktan sonra aktif iş yaşantısını freelance olarak sürdürmekte. Dijital pazarlama, sosyal medya, görsel sanatlar seveni ve araştırmacısı. yunuserturk.com, twitter ya da facebook üzerinden ulaşabilirsiniz.
Yazı oluşturuldu 9

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.