Görüyoruz ki freelance çalışma düzeni her geçen gün yaygınlaşıyor. Tam zamanlı çalışanlar freelance çalışma düzenini merak ediyor. Bizlere de sürekli freelance çalışma ve hayatımız hakkında sorular geliyor.
İstedik ki hem freelance çalışma düzenini, hem de freelance çalışanları tanıtalım. Ofissizler olarak bir çok röportaja katıldık ve fikirlerimizi beyan ettik. Şimdi istiyoruz ki farklı sektörlerden freelance çalışanlarla bir röportaj serisi yapalım ve bunları yayınlayalım. Böylece birbirimizin hikâyesinden, sorun ve beklentilerinden haberdar olalım.
Ofissizler Anlatıyor köşemizde ilk konuğumuz Ege. Kendisi 30 yaşında, yaklaşık 8 yıldır yazılımcı olarak çalışıyor, web ve mobil üzerine yazılım geliştiriyor.
Neden ve nasıl freelance oldun? Freelance olmanı etkileyen süreç nasıl gelişti?
İlk profesyonel işim, bir dijital ajanstaydı. Yoğun bir şekilde kendimi geliştirmeme rağmen çalışma şartları beni kısa sürede çok yordu. İlk yılımın sonunda işi bıraktım. Sonrasında kendime gelmek için bir buçuk ay dinlenmem gerekti. Bu sürede, mesleğimi yapmak isteyip istemediğime kadar birçok şeyi sorguladım.
Sonunda bir aracı vasıtası ile freelance çalışarak yapabileceğim bir proje buldum ve buna başladım. Aracı, beni hiç tanımadan, 3 ayda, yarı zamanlı çalışarak bitirebileceğim bir proje olduğunu söyledi ve ben de fiyatı buna göre verdim. Ancak işler hayallerimizdeki gibi gitmedi. İşi üç parçaya bölmüştük ve her ay sonunda para almam gerekiyordu. Tam zamanlı çalışmama rağmen ikinci ay sonunda daha ilk ayın işi bitmemişti. Proje 8 ay sürdü, sürekli tam zamanlı çalıştım. Bir döneminde aracıyı çıkarıp tekrar bir fiyatlandırmaya gittik ve aylık maaş şeklinde anlaştık. Sonuç olarak paraya çok ihtiyacım olan bir dönemde hem yoğun çalışıp hem az kazanınca benim için oldukça acılı oldu. İş biterken tam zamanlı ofis işi arayışına geçtim ve girdiğim yerde 3 sene aralıksız çalıştım.
Çalıştığım yer, en azından yazılım departmanı için bir işyerine göre oldukça rahat olsa da kendi kararımın dışında, sadece mecbur olduğum için haftaiçi her gün 9-6 çalışmak beni sıkmaya başladı. Ne kadar rahat olursa olsun, işyerindeki hiyerarşi, bir yerlerde kendini hissettirdi.
İşi bırakmamın bir diğer sebebi de iş dışında gerçekleştirmek istediğim bazı fikirlerimdi. Deneyimli bir yazılımcı olunca ihtiyacımdan fazla para kazanmaya başlamıştım ancak daha az çalışıp daha az kazanmak gibi bir yöntem, ofislerdeki çalışma şekline pek uymuyordu. Gündüzleri çalışırken akşamları başka işlerle uğraşmak da pek imkanlı olmadı.
Bu sorunların sonucu olarak, az çalışıp az kazanmak hayaliyle işi bıraktım. İkinci freelance denememde işler daha yolunda gitti, en azından kendimi geçindirmek konusunda sorun yaşamadım. Ortalamayı hesapladığımda ofiste çalıştığım net maaş kadar kazanabildim. İşler yolunda gidince freelance çalışmayı gittikçe daha çok benimsedim, hatta bazı güzelliklerini sonradan keşfettim. Bir işyerinde çalışmaya devam etseydim yakın zamanda birilerinin yöneticisi olmam gerekecekti, ancak emir almayı sevmediğim gibi emir vermeyi de seven bir insan değilim. Ne kadar “iyi” bir yönetici olursanız olun, altınızda çalışan bir insandan rica ettiğiniz bir iş, aslında bir emir yerine geçecek. Freelance çalışırken kimseden emir almadığımı ve kimseye emir vermediğimi ve bunun hiçbir zaman değişmek zorunda olmadığını farkettim.
Sence freelance çalışma düzeninin avantajları nelerdir? En sevdiğin yanları nelerdir? Senin hayatında sağladığı imkanlar var mı?
Önceki soruda bahsettiğim gibi, bir hiyerarşiye mecbur kalmamak, benim için en büyük avantajı. Tabii sektöre veya çalışma yöntemine göre değişiklik gösterebiliyordur ancak benim gibi proje bazlı freelance çalışan bir yazılımcı için durum bu.
Ayrıca vaktimi kendim ayarlıyor olmaktan memnunum. Tabii bu kolay bir şey değil ancak gün içinde bir işimi kimseye hesap vermeden, izin istemeden halledebiliyor olmak, benim için mutluluk sebebi.
Yaşadığım bir diğer avantaj ise iş seçebiliyor olmak. Her zaman olmasa da, yapabileceğimden fazla iş geldiğinde keyfime, süresine, ücretine göre iş seçebiliyorum.
Hepimiz çalışırken bir takım zorluklarla mücadele ediyoruz. Freelance yaşantında yaşadığın zorluklardan bahseder misin?
Uzaktan bakınca işyerinden, mekandan, tarih ve saatten bağımsız çalışıyor olmak çok hoş gözüküyor olabilir ama bunların her biri ayrı ayrı sorun çıkarıyor.
Mesela işyerinden ve mekandan bağımsız olmak demek, eve tıkılmak anlamına gelebiliyor. Hele yalnız yaşayınca, birkaç gün insan yüzü görmeyebiliyorum. Aynı zamanda tüm işlerimi kendim halletmem gerekiyor. İlk farkettiğim, haftada 1-2 kere toplantı yaptığım oluyor ve bunlar için kimse bana ücret ödemiyor. Ancak aslında mesai yapmaya devam ediyor oluyorum. Ayrıca düzenli iş alabilmek için kendi kendimi bir şekilde pazarlamam gerekiyor. Bir işyerine bağlı çalışırken hasta olduğumuzda (en azından yasal hak olarak) izin alabiliyoruz ancak freelance çalışırken hasta oluşum, müşterimi pek ilgilendirmiyor. Hem iş gecikiyor hem de alacağım ücret.
Tarih ve saatten bağımsız olmak da başlı başına bir sorun. Mesela öğlen uyanıp öğleden sonra işe başlamaya bir alışırsam, geceyarısından önce iş bitmemeye başlıyor. İş bittikten sonra da ilişkilenecek bir insan bulmak zor oluyor. Zaten yalnız çalışıyorum, bir de iş dışındaki zamanda da yalnız kalmak, insanın keyfini iyice kaçırabiliyor. Kısacası, tarih ve saatten bağımsız olmak, canın istediğinde çalışıyor olmak anlamına gelmiyor. Tersine, kendi kendine bir çalışma disiplini dayatmayı mecbur kılabiliyor.
Çalışma düzenini ve zamanını nasıl belirliyorsun? Uyabiliyor musun? Nasıl bir çalışma düzenin var?
Gündüz çalışmayı seven bir insan olmakla beraber uykuyu da bayağı seviyorum. Bu yüzden hep erken kalkmayı hedefleyip kalkamıyorum. Bu da bazen düzenli mutsuzluğa yol açabiliyor. İki buçuk yıl sonunda hala düzgün bir çalışma düzeni oturtabilmiş değilim.
Bir de bazen işler, çalışma temposunu dayatabiliyor. Mesela geçen yıl aldığım bir iş için iki buçuk ay süre verecekken, işin 13 gün içinde tamamlanması gerektiğini öğrendim. İki buçuk aylık fiyatı 13 gün için verdiğim için iyi bir getirisi oldu ancak o günlerde yemek yediğim ve uyuduğum saatler dışında durmaksızın çalıştım.
İşlerilerini / müşterilerini nasıl buluyorsun, seçimlerin oluyor mu? Ücreti nasıl belirliyorsun?
Neredeyse tüm işlerimi, tanıdıklar ve tanıdıkların tanıdıkları aracılığı ile alıyorum. Bunun en önemli faydası, daha baştan arada az da olsa bir güven ilişkisi olması. Türkiye’de fazla freelance yazılımcı olmaması sebebi ile şimdiye kadar işsiz kalmadım ve sadece bir kez yana yakıla iş aramam gerekti. Ancak bu aradığım dönemde de yine tanıdıklar üzerinden işler buldum.
Fiyat vermeden önce işi haftalık parçalara bölüp bir plan çıkarıyorum. Böyle olunca örneğin üç aylık bir işin 12 parçası oluyor. Her hafta neler yapılacağı belli. Bu plan, benim fiyat vermemi kolaylaştırdığı gibi, paylaştığımda potansiyel müşterime de bir güven veriyor. İş için haftalık bir fiyat belirliyorum. Bu fiyatı belirlerken hayli esnek davranıyorum. Bir esnafa vereceğim fiyatla, AB fonu alan bir STK’ya vereceğim fiyat farklı oluyor. İşin ne kadar gerginlik getireceği, beni ne kadar heyecanlandırdığı da haftalık fiyatı belirlerken dikkate aldığım diğer değişkenler. Toplumsal fayda sağlayacak bir işe vereceğim haftalık fiyat ile büyük bir şirketin yetiştiremediği için bana verdiği bir işe vereceğim fiyat arasında birkaç kat fark oluyor. Bu fiyatı müşteri ile paylaşıyorum ve toplam fiyatın da “hafta sayısı X haftalık ücret” olduğunu belirtiyorum. Bir aydan uzun süren işlerde, her ay sonunda oraya kadar kalan yaptığım işin ücretini istiyorum. Bu beni ücreti alma açısından nispeten güvenli duruma alıyor.
Yeteri kadar çalışma hayatından bahsettikten sonra, çalışma hayatın dışında tutkuların neler, seni neler heyecanlandırır, neler yapmayı seversin?
Yazılımcı olmayı seviyorum ancak herhalde her iş gibi, bu da para kazanmak için olunca çok zevkli olmuyor. Ama toplumsal fayda getirecek fikirlere bir yazılımcı olarak destek vermek, beni oldukça heyecanlandırıyor. Bilgimi ve deneyimimi, gerçekten işe yarayacağını düşündüğüm, ticari olmayan şeylere kullanmak istesem de şimdiye kadar istediğim kadar vakit ayıramadım.
Bunun dışında bisikletle uzun yolculuklar yapmaktan bayağı keyif alıyorum. Freelance çalışıyor olmanın en çok faydasını gördüğüm alan bu oldu. İki kez iki aylık bisikletli yolculuklar yapma şansım oldu.
Freelance çalışmak isteyenlere ya da mevcut çalışanlara tavsiye etmek istediğin bir şey var mı?
Benim için sektörümde tecrübesizken freelance olduğum dönemle, tecrübeyliken freelance olduğum dönem arasında çok ciddi fark oldu. Buradan yola çıkarak, bir işi detaylı şekilde planlayabilecek kadar tecrübeye sahip değilken freelance çalışmaya başlamak, bolca risk barındırıyor diye düşünüyorum. Tabii ki bir işyerinde birkaç seneyi çürütmek şart demiyorum, ancak deneyiminin, yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkında olmak ve başkaları ile dayanışmak önemli.
Bağımsız çalışıyoruz diye bizim gibilerden bağımsız olacak değiliz. Hayatın her alanında olduğu gibi, bizim çalışma şeklimizde de örgütlenmek önemli. Tek başımıza müşterilerle başbaşa kalmak zorunda değiliz. Emeklilik hayali kuramıyor olabiliriz ancak bu bizim fıtratımız falan değil, eğer “birlikte” çabalarsak, sorunlarımızı aşabileceğimizi düşünüyorum.
Freelance çalışmak ve asosyal olmamak ancak böyle anlatılırdı sanırım.
Özellikle şu karantina günlerinde evden freelancer çalışmayı anlattığınız için teşekkür ederim. Evde sıkışıp kalanlara faydalı olacaktır.